ne vardı aklımda? servisin soğuk camına dayanmışken, ama yüzüme de klimanın amansız sıcağı vururken. akşama aklımda kalırsa yazayım dedim. kalmamış. yine de yazıyorum. demek ki bir şeyler yazmam gerekmiş. gereğini yapıyorum. bu arada ayara laf karıştrıp sabahki şeyleri hatırlamaya çalışıyorum. diyorum ki, hava bu denli soğuk olmasaydı, uykum bu kadar çok olmasaydı aklımdan uçmazdı anlatmak istediklerim.
şu an duru tam yanımda oturuyor, koltukta. ağzında biberonu var, süt içiyor. birazdan onu yatırmaya götürebilirim. belki de uyumaz, beni deli eder. etsin. çok güzel bir insan kendisi. küçük insan diyoruz ona. bir çok şeyi biliyor, nesne isimleri falan. yalnız hepsini söylüyemiyor. yani ben bildiğine eminim ama söyleyemiyor işte. söyleyebildiklerini de çok güzel söylüyor. çorba dedi mesela, ekmek dedi, maç dedi. okuma bilse yazdıklarımı okuyabilse ne ilginç olurdu. belki yedi sene sonra yine böyle yan yana otururuz, ben onun hakkında yazarım, o da okur. beğendiği yerlerde yanağıma öpücük kondurur, beğenmediklerini zorla değiştirir. ona nasıl karşı koyarım ki? o, duru... benim küçük insanım...
sütü bitirdi, baba dedi bana verdi. şimdi de ağzını sildi peçeteyle. küçük bir insan, o, duru... benim küçük duru'm...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder