Y'nin son bir ayda olan bitene bir anlam vermeye çalıştığına eminim. belki bana direk sormuştur, ya da laf arasında şaka ile karışık kurcalamıştır beni. iki türlüsünü de hatırlamıyorum. sadece tarihleri, isimleri, yüzleri hatırlayamıyorum diye üzülüyordum. bir de bu çıktı şimdi. demek ki konuşulanları da hatırlamıyorum, sorulanları da. ama hislerimi genelleştirme eğilimindeyim. saçma ve temelsiz belki ama teorim şu; kesin merak ediyordur diye düşündüğüm şeylere katıksız inanıyorum. yani Y'nin en azından şaşırdığını söyleyebilirim. bir de bendeki devinimin çıkardığı toz dumanın içine fazla girmeden, bir kenarda ortalığın sakinleşmesini bekliyor olabilir. bu ona daha çok yakışan bir tarz. akışına bırakacak, sonra sular durgunlaştığında bir kez daha bakacak içime, bazı cevapları arayacak. belli ki beni iyi tanıyor, ya da genel hareket tarzı bu. şu an beni ne kadar deşerse o kadar aklımın o kadar karışacağını biliyor. şu an en son istediğim, dayanak noktalarımdan birisi olan Y tarafından sarsılmak.
yine de birden bu hengamenin nasıl ve neden çıktığını bilmek istiyordur. habire bunu yazmamdaki amaç, bunların nedenini birazdan açıklayacak olmam değil. gizem dozunu artırmak da değil niyetim. aslında daha çok benim de aynı gerekçeleri arıyor olmamdır belki de. bir şeylerden vazgeçme eğiliminde olduğum belli. birçok şeyden sıkıldığım belli. bazı şeyleri özlediğim belli. yine de bu kadar belirlilikle de olsa, hareket etmek oldukça zor. kısıtlayan o kadar çok ve kritik engel, aşılması gereken psikolojik ve fiziksel eşik var ki... bunlar hakkında artık konuşmayacağım. konuşmam gereken kişilerle, gerektiği kadar konuştum. yine de yazıyorum, yazmam gerektiği kadar da yazacağım. yazmak, işin büyüsünü, kararlılığımı engeller mi bilemiyorum. işin içine girdikçe hevesim kaçacak belki de. belki de Y'nin düşündüğü de budur. eğer vazgeçeceksem kendim vazgeçmeliyim, onun payı olmamalı. ilişkimizin sağlığı bakımından kararı -gerçekten bu ise- doğru diyebilirim. bazen bana "başladın mı, ufak ufak başla istersen" diyor. bir laborant edasıyla test ettiği sıvının içine ayraç damlatıyor, eğer başladıysam davranışlarımı ölçmek istiyor. acaba canım sıkıldı mı, bunaldım mı, bu işler bana göre mi? başlamadıysam hem bunları gözlemlemek hem de bana işin gereği olan özdisiplin kazandırmak amacıyla yapmam gerekeni ara ara hatırlatıyor.
Y'ye giydirdiğim tüm bu kıyafetler için kendisinden özür dilerim. elbette biçilen tüm kıyafetler, hunharca süslenen mankenler, iğne ve ipliklerle lime lime edilen bedenler benim aklımın eserleri. diğer olanlar ise bunca yakınımda olanların çektikleri çile olabilir. beni bu kadar sevmek zorunda mıydınız?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder